Makaleler

JÜPİTER BALIKTA, BEDELSİZ MİDİR ŞİFA ?

Jüpiter, Güneş sistemindeki en büyük kütleli gezegendir, dolayısıyla çekim gücü çok yüksektir. Mars ile Jüpiter arasındaki asteroitler kuşağında yerleşen asteroitlerin yörüngelerinde kalmasını sağlayan, dolayısıyla asteroitlerin dünya için yok edici bir tehdit oluşturmasını engelleyen unsur, Jüpiter’in bu büyük çekim kuvvetidir. Bu yönü ile Jüpiter, koruyucu gücü ön plana çıkarılarak “En büyük İyicil Gezegen” olarak kabul edilmiştir.

Ezoterik olarak temsil ettiği özellikleri, insan bilincinin en yüksek mertebesine karşılık gelir, var oluşunun hem bireysel anlamına varmış, hem de bu anlamın sistem içindeki yerini anlamış, ilahi sistemin hizmetlisi haline gelmiş insan mertebesini, bir diğer deyişle “peygamber” bilincini ifade eder. Dolayısıyla, aslında bilincin bu evresi, ilahi emri almak yolu ile yaratıcısıyla bağlantısı en kuvvetli halde olan bir mertebeye işaret eder.

Klasik astroloji temelinde Jüpiter Yay ve Balık burçlarının yöneticisidir.

Koç burcu ile ifade edilen ve ruhun bir beden kabı içindeki doğumunu başlatan evrenin sonrasında yaşanan deneyimler yolu ile gelinne noktada, yine bir ateş elementinin başlatıcı enerjisinde ancak Yay burcunda manevi doğum gerçekleşir. Ve Jüpiter’in ilk vaadi yerine gelir,  kişi bireysel varoluşunun anlamına varır.

Yönettiği ikinci burç olan Balık evresinde ise Jüpiter, Yay evresinde bilincine vardığı manayı, teslimiyet yoluyla kolektif sistemin ve ilahi emrin hizmetine sunar. Böylelikle Zodyak’ta Koç ile bireysel olarak başlayan var oluş, Balık ile bütünsel yok oluş olarak tamamlanır. Okyanustan kopan damla, damla olmayı anlayıp okyanusa kavuşur, sınırlar kalkar, vuslat gerçekleşir.

Klasik astroloji bilgisi temelinde ifade etmek gerekirse, bir gezegen yönetici olduğu burçta güçlenir ve iyicil yönlerini sergilemeye eğilimli davranır, doğasına atfedilmiş özelliklerini daha rahat sergiler. Güçlenen gezegen aynı zamanda, vaat ettiklerini ortaya koymakta daha yüksek bir performans ortaya koyar. 

Bu sebeple Jüpiter’in, 14 Mayıs itibarıyla seyrine başladığı Balık burcundaki seyrinden yüksek bir performans beklemekteyiz. Şu anki hareketine bir ön gösterim diyebiliriz, geri hareketi sebebiyle yaz aylarında Kova burcuna geri dönse de, Aralık sonundan itibaren 1 yıl kalacağı Balık burcu süreci tekrar başlayacak. Bu süre zarfında genellikle beklentiler şifalanma, iyicil etkilerin artması yönündedir.

Kabalistik astroloji konuya biraz daha farklı yaklaşır. Hayat ağacında Balık yolunu dengeleyen enerji, Ateş elementi yoludur ve Koç, Aslan ve Yay burcu evrelerini içerir. Hayat ağacı bize denge prensiplerini anlatması yönü ile dengenin bozulma ve tesis edilme unsurlarını da verir. Çünkü içinde yaşadığımız dual sistemde hiçbir şey, zıttı da var  olmadan tezahür edemez. Arka fon karanlık olmaz ise, ışığın düştüğü nesnenin görünür olamaması gibi.

Bu yönüyle bakıldığında, Balık burcunda güçlenen, Balık burcu enerjisini büyüten Jüpiter’in bolluk ve şifa yönü çalışırken, ateş elementi burçlarındaki bilinçlerimiz yoluyla bizden diyet isteyecektir. Yok oluşu anlatan Balık enerjisinde kaybolmamak için, BEN VARIM diyen, EGO’muzun deneyimleri yoluyla, yok oluşun kaosundan dünyaya çapa atma deneyimleri beraber çalışacaktır.

Ateş elementi başlangıç, arınma ve dönüşümler ile ilgilidir. Koç bilinci hayata başlangıcı, fiziksel doğumu ve bebeğin ham ego ile güdüsel var olma bilincini, Aslan burcu bebeklikten çıkış, ailenin uzantısı gibi hissetmekten ayrışma ve bireyliğe geçiş için atılan ilk adım olan çocukluk evresinin başlangıcını, Yay burcu ise insan olmanın anlamına vardığımız manevi doğumu anlatır. Jüpiter Balık burcundan geçişinde, verdiklerinin karşılığı olarak, Ateş elementi ile ifade edilen bu üç ego halinin, yani üç BEN evresinin feda edilmesi yoluyla Balık yani teslimiyet enerjisini çalıştırmamızı isteyecektir.

Aksi halde, Balık burcunda yerleşen Jüpiter bile gölgesi olan kaos, yönsüz kalma, kayboluş enerjilerinin çalıştır ve hazır ayağımıza beklediğimiz şifa yarı yolda kalır. Başka bir ifade ile, gereğinden fazla BEN dediğimiz alanları törpülemeden kolektiften akan ilahi şifayı ne alabiliriz, ne de buna aracı olabiliriz. Sistem her zaman dengeyi gözetir. Burada da Jüpiter, en büyük gölgesi olan KİBİR duygusunu çalıştırmamamız ve Allah’ın rahmetinden inen şifayı kendimizden bilmememiz için bizleri ateş elementi bilinçleriyle sınayacak, eğer bu sınavlardan hakkıyla geçebilirsek vaad ettiği o büyük nimetini bizlere sunacaktır. Çünkü biz beşerler, gayretsiz ödülü kendimizden bilmeye meyilliyizdir ve bunun tanımı teslimiyet değil, kibirdir. Şifa manevi olgunluk ister, aradan BEN’imizi layıkıyla çekebilmemiz duasıyla, niyetiyle almamız nasip olsun….

Copy Protected by Chetan's WP-Copyprotect.